Gülser Ateş
bilgi@gulserates.com
Aile içi iletişim – 2
21/11/2013
Aile içi iletişim – 2 Başarılı bir iletişimin temel koşulları;
İletişim sadece konuşmak değildir!
Anahtar kelime; empati Eğer bir ailede iletişim sağlanabiliyor deniyorsa, o ailede sorunlar gizli kalmaz, konuşabilecek müsait bir ortam oluşturulup karşılıklı ve ortaklaşa çözüm yolları aranıyor demektir. Eğer bu saydığımız özellikler yoksa o ailede sağlıklı bir iletişim kurulmuyor demektir. Yapılan araştırmalarda aile saadetinin sıhhati ve çocuk eğitiminde ilginin önemi pek büyüktür. Yeterince ilgi gösterilmeyen eşlerin ve çocukların zamanla birbirinden koptuğu hatta aralarında buz dağlarının oluştuğu görülmektedir. İletişim denilince akla genelde konuşma gelmektedir. Halbuki sağlıklı bir iletişimin şartı hem anlatma hem de dinlemeyle gerçekleşebilir. Dinleme ve anlatma, karşılıklı konuşmanın birbirinden ayrılmaz parçalarıdır. Eğer aile içinde öncelikle ebeveynler karşılıklı birbirlerine konuşma fırsatı verirlerse o evde muhakkak çocuklar da yeterince bu fırsatlardan faydalanıyor demektir. Böylece bu fırsatlarla yetişen çocuklar kendilerini bir birey gibi algılar ve ihtiyacı olan sevgiyle dolarak rahatlamaya başlar. Yazımızın başında başarılı bir iletişimin temel koşullarından birinin de empati olduğunu söylemiştik. Empati kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyabilmek demektir. Mesela çocuk, oynarken oyuncağını kırdığında “üzülecek ne var?” diyeceğimize, o oyuncağın çocuğumuz için ne kadar kıymetli olduğunu anladığımızı belirten cümleler kurmamız gerekir. “Oyuncağını çok sevdiğini ve buna çok üzüldüğünü biliyorum.” gibi. Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğinizdir aslolan Sağlıklı bir iletişimde, aile ile ilgili önemli kararlar alınırken evdeki bütün bireylerin fikrinin alınması lazımdır. Çocuklarınızla duygu ve ihtiyaçları hakkında konuşun. Çocuklarınızı tüm duygularınızla dinleyin. Ve onlara değer verdiğinizi beden dilinizle hissettirin. Çocuğunuzun duygu ve düşünceleri hakkında karşılıklı konuşmalar yapın. Çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun, anlattığı her şeyi –bundan sıkılsanız bile- dinleyin. Çocuklarınızın anlattıklarını dinlemiyorsanız, bir süre sonra onun da sizi dinlemediğini görürsünüz. Çocukluğu süresince dinlenilmeyen kişilerin, ileriki zamanlarda anne, baba, eş ve işinde yanındaki insanları dinlemediği, duygularına değer vermediği, duygusuzlaştığı ve duyarsızlaştığı görülmektedir. Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakın ve onunla “göz teması” kurun. Çocuğunuza ne söylediğinizden çok daha önemli olan nasıl söylediğinizdir. Bizim için önemli gördüğümüz pek çok şeyi, bazen, çocuğumuzu dinlemenin önüne koyarız. İş, güç, yorgunluk derken çocukları dinlemeyi unutabiliriz. Çocukları dinlemek, bir başka deyişle onlara dertlerini, sevinçlerini anlatma fırsatı vermek, onları mutlu etmek, değerli hissettirmek için birinci adımdır. “Çocuğuna gerçek servet bırakmak isteyen anne baba, ona iyi dinlemeyi öğretir” der Pablilus Syrus. Duyguları, istekleri ifade etmek önemlidir. Eğer bunlar söylenmezse, karşımızdaki kişi iyi niyetli bile olsa, gerçekten ne istediğimizi bilemez . Siz de eşinize ve çocuklarınıza onları suçlamadan kendi düşünce ve duygularınızı anlatın. Hayatın yankısı Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp “Ahhh” diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden “Ahhh” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve “Sen kimsin?” diye bağırıyor. Aldığı cevap “Sen kimsin?” oluyor. Aldığı cevaba kızıp “Sen bir korkaksın” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın” diye cevap veriyor. Çocuk babasına dönüp, “Baba ne oluyor böyle?” diye soruyor. “Oğlum” diyor adam, “Dinle ve öğren” ve dağa dönüp “Sana hayranım!” diye bağırıyor. Gelen cevap “Sana hayranım!” oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “Sen muhteşemsin!” . Gelen cevap; “Sen muhteşemsin!”. Oğlu çok şaşırıyor ama ne olduğunu anlayamıyor. Hiçbir şey tesadüf değildir Babası açıklamasını yapıyor, “İnsanlar buna yankı derler ama askında bu ‘Hayat’tır. Hayat daima sana senin verdiklerini geri verir. Hayat, yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev. Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol. Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir. Hayat bir tesadür değil, yaptıklarımızın aynada bir yansımasıdır.” | ||||||
Yorumlar | ||||||
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın | ||||||
Yazarın diğer yazıları | ||||||
HUZUR NEREDE ? - 15/10/2014 | ||||||
Hayat içinde geçmişi, geleceği ve bugünü barındıran büyük bir gemidir. İnsan da bu gizemli geminin kaptanıdır. Ve hayat başlı başına yine gizemlerle dolu bir yolculuk ve deneyimdir aslında. | ||||||
Panik Atak Bozukluk Belirtileri Nelerdir ? - 28/11/2013 | ||||||
Her panik atak bozukluğa sahip birey aynı belirtilere sahip değildir. Yine panik atak bozukluğu olan her birey her zaman aynı belirti kümesinde kalmaz, | ||||||
Verimli ders çalışma teknikleri - 21/11/2013 | ||||||
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. | ||||||
Kurban kesimi çocuk psikolojisi üzerindeki etkisi - 21/11/2013 | ||||||
Kurban kesimi çocuk psikolojisini nasıl etki bırakır ? Aileler kurban bayramında nelere dikkat etmelidir ? | ||||||
İnsanlar neden evlenme ihtiyacı duyar ? - 21/11/2013 | ||||||
Evlenmek ve bir yuva sahibi olmak da temel ihtiyaçlardan biridir. Yaradılış itibariyle melekler nurdan yaratıldığı için evlenmezler, cinsiyetleri yoktur. | ||||||
Balkonlardaki çocuklar - 21/11/2013 | ||||||
Anne-babanın, çocuğunu birtakım nedenlerden dolayı istememesi ve ona karşı düşmanca davranışlar, duygular beslemesine İTİCİ TUTUM denir. | ||||||
Sevginin beş dili - 21/11/2013 | ||||||
“Allah senin kalbinden merhameti almışsa...” | ||||||
Aile İçi İletişim-1 - 21/11/2013 | ||||||
AİLESİNE DEĞER VEREN İNSANLAR KİMLERDİR ? | ||||||
Anne baba tutumları - 21/11/2013 | ||||||
Dört duvarın korumasıyla değil, içinde yaşayanların gönül birlikteliği ile birlikte el ele , omuz omuza vermeleriyle güçlenen ve korunan yapıya aile denir. | ||||||
Devamı | ||||||